PHOTOSHOP ÇALIŞMASI
YİNE YENİ YENİDEN
Aynen; yüreğimdeki fırtına,dinmedi hala.
Evet bu fotoğraflar da, saçlarının uçlarına bakmadan çok bir şey anlaşılmıyor
değil mi?
Bu resimlerde gördüğümüz çocuk ve bayan o ortama hiçbir zaman poz vermek için gitmedi.. Ne bayan Ayvansaray ara sokaklarında
gezdi,ne çocuk tarihi mekanda makinenin önüne geçip poz verdi. Photoshop’da
buna maske efekti diyorlar. Zaten fotoğrafa dikkatli bakan hemen söyler. Çünkü
hiç bir makine hem yakını hem de uzağı netlemez. HDR fotoğraflar da bu sorundan
dolayı ortaya çıkmış.
Fotoğrafı geliştiren ışıktır. İyi bir zamanlama, doğru ışık, tabii ki doğru
pozisyon. Farklı poz değerlerindeki en az iki fotoğrafın birleştirilmesidir HDR
fotoğraf. Yani özellikle manzara fotoğraflarında ışık kaynağına göre pozlama
değeri değişir.
Mükemmel bir göl fotoğrafı aklıma
geldi. Profesyoneller bunu gerçekten
profesyonel yapıyorlar. İnsan O fotoğrafa bakmaya doyamıyor. Ama işin tekniğini
bilen o gölün, karşı ki dağlarla vadinin arasından doğan güneşle, göl kenarında
ışıl ışıl parlayan taşların aynı karede çıkmayacağını bilir. (yüksek çözünürlüğü olan crop'lu bir makine ve 300/ 400 milimetre objektif lens ile yapılabilir diyen
var ama ben bilmiyorum. Hakkı Ceylan' a bi sormam lazım)
Ya nereden nereye
geldik. Ben aslında Photoshop zevkimi nasıl katlettiler onu anlatacaktım.
İşte ben böyle
photoshop’la uğraşıyorum. Evden de kendi fotoğraflarına düzenleme talepleri
gelmeye başladı.
- Birkaç saatimi
alır uğraşmam lazım.
Dediysem de onlar
anlamadı veya ben anlatamadım.
-Yok biz
Bakırköy'e gidiyoruz orada yaptıracağız.
falan işte... katliam
da o zaman, geldiklerinde başladı.
-Çok genç bir
çocuk, el hareketlerini bile takip edemedik.
-10 saniyede
halletti,
-Git bir gör,
-Bırak sen bu işi
Daha neler neler.
Yani hoby ile uğraşan bir insan ne kadar küçümsene bilirse o kadar diyeyim ben
size.
-Ya kardeşim
Allah'tan korkun,ben hobi olarak yapıyorum. O belki bunun eğitimini aldı.
Sabahtan akşama kadar bu işi yapıyor.
Allah'ım bir beni
soğuttular. Aradan neredeyse 5 sene geçti. Photoshop çalışmalarıma bakıyorum da,
çok acemice olmasına rağmen ben beğeniyorum şahsen.
Mesela İnstagram'da ki profil fotoğrafı.
Topkapı sarayının yanlış hatırlamıyorsam hazine dairesi, arkada şahane Ayasofya
manzarası. Çok,çok acemice bir photoshop
çalışması. Hatta ilk yaptığım photoshop’tu sanırım. Evet ama, öğle bir
görüntüyü gerçek hayatta görmeniz imkansız. Fotoğrafın orijinal ile birlikte ayrı
bir yazı da değineceğim nedenine,kısmet olursa.
Ohh Photshop’u yükledim Bilgisayara, Bridge’de yanında geldi zaten. Fotoğrafları İnstagram’dan takip
edebilirsiniz artık. Fotoğrafların yanında natürel yazmamış sam photoshopludur. Ona göre.
Biz bu blog'a girince alakasız konularla
karşılaşıyoruz konu bütünlüğü yok demeyin. Blog'un konusu sol tarafta
yazıyor; hayattan.
İzmir'de katıldığım RAY kursu aklıma
geliyor. (demir yolu ray'ı değil canım, güldürmeyin insanı şimdi,açılımı Resmi
Askeri Yayınlar)
Şimdi o kursu veren Albayımız,sağ
olsun. Biz kursu bitirdiğimizde otomatik şanzıman konusunda acayip donanımlı
olduk. Şimdi Albayın da hakkını yemeyelim RAY konusunda da otorite. Karargahtan gelmiş zaten.
Ders başlıyor konunun en can alıcı
yerlerini,bir de yaşanmış olaylardan anekdotları 15-20 dakika da veriyor, bir
bakmışsınız otomatik şanzıman konusuna girmişsiniz. Ama adamın bir merakı var.
Olduğu da çok belli. Otomatik şanzıman.
Otomatik şanzıman nedir,dişlilerin
çalışma sistemi, çeşitleri nasıldır. Ayrıca Otomatik şanzıman da bir numara
olduğunu söylediği Honda'nın otomatik şanzıman sisteminin geçişlerinin
avantajlarına varasıya kadar; hiç ilgimi çekmemesine rağmen donattı bizi.
Yani o günlerde bir sempozyumda
otomatik şanzıman konusunda sunum
yapacaksın deseler bayağı bilgi
aktarabilirdim.
İsmini hatırlamıyorum, saygı ile
anıyorum. Bilsem yazardım valla. En azından otomatik şanzıman konusunda
problemi olan veya kendini geliştirmek isteyene kaynak olurdu. O Albay şimdi
emekli olmuştur sanırım. kaçlı idi onu da hatırlayamıyorum En kıdemli kalan şu
anda 88 ler. İsimleri ayrılanı hariç tabii. Ama sıradan otomatik şanzıman
ustalarına söylemiyorum zaten, o konuda otoritelerle tartışır, ders verir. Belki
konuya yabancı olduğumdan,eline su dökecek adam sayısı Türkiye'de iki elin
parmak sayısını geçmez,diyeceğim bilmiyorum,yanlış olmasın..
Bu adam da işte meraklıymış mı desek.
Hobi mi desek aşmış artık.


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder