DİLENCİLER
VAR YA DİLENCİLER
Mekan ve ortama göre dilencilerin de
ahlakının değiştiğini düşünüyorum. Yer İstanbul Yeşilköy. Ayrıca Bakırköy
Yeşilköy diye belirtmeye gerek yok herhalde, zaten bilinen Türkiye'nin zengin
hatta elitin yaşadığı bir köy!..
- O kadar Land Rover,Jeep, Audi,Mercedes aklınıza başka dört x ne gelirse olabilen arabaların içinde eski bir Renault
görürseniz O benimdir işte ...diye tam noktasal adres verdiğim yer!!...
90 model Renault deyince bir de aklıma
gelen sahil yolu.
Meşhur Ataköy konakları'nın tam önünde, karbüratör hortumu patladı. Yani gercekten büyük bir patlama sesi oldu. Buharlar çıkıyor arabadan, eşim de yanımda. Araçlardan insanların bağırışları
Meşhur Ataköy konakları'nın tam önünde, karbüratör hortumu patladı. Yani gercekten büyük bir patlama sesi oldu. Buharlar çıkıyor arabadan, eşim de yanımda. Araçlardan insanların bağırışları
-kaçın kaçın patlıyor ....diye
-Hadi kaçalım!...
gibi bir şaka yapsam kadın
orda kopartırdı herhalde!.
Çünkü insanların bağırışları öyle böyle
değil.
Biraz onlardan etkilensen depdebeyi
şaşırırsın.
Ben hiç oralı bile değilim
-Sakin ol arabadan inip bakayım, yere su
akmış ise hortum patlamıştır. Heyecanlanacak bir şey yok. diyorum.
Trafik zaten sıkışık sürekli dur kalk
da gittiğimizden oldu.
Tabii arabadan çıkan buharları gören o son
model Land Rover ler ölüm korkusumu nedir.?
-Patlayacak
diye bağırıyorlar. Esas enteresan olanı camını açan
-Bu külüstür ile buralarda mı gezilir(benim
orada oturduğumu düşünemiyor bile arkadaş )...
bağıran, İnsan sevgisi
törpülenmiş.. kişilerin el kol hareketleri.
Neyse Allah yardım etti, hemen iki arkamda
çekici varmış beni kasasına yükledi kaçırdı oradan.
Aynen arkadas da, beraber çalışıyoruz
-Abi
kulaklarımla duydum. Yeşilkoy de Taksi
durağında. Mini etekli genç bir bayan. Bacak bacak üstüne atmış, bir elinde
sigara diğerinde telefon bir arkadaşına o kadar dertli ki!.. Ben de büfe
önündeyim konuşmalar duyuluyor.
- Şekerim bu babam yazlık alma işinden hiç
anlamıyor. Bana bir tane yazlık almış ama benim zevkim ile alakası yok.
Yeşilköy çevresinde, içinde yaşamış arkadaşlarım var. Oraları avucunun içi gibi
biliyor .Yorum yazsa da duysanız .Az bile demişsin dersiniz.
Yani o ortam daha iyi anlaşılsın diye bir
örnek daha aklıma geldi.
Hava Harp okulunda göreve başladığım
hafta daha ortamı tanımaya çalışıyoruz. Maaşları garanti bankasından alınıyor
bende hesap açtırmaya gittim .
Önümde bir kişi var sıradayım. Yaşlı adamla
müşteri temsilcisi bankacı memure bayan, yaşlı adamın hesabını inceliyorlar.
Adama
" 300.000 Avro nuz vadesiz
hesapta duruyor vadeli yapalım mı ?" dedi.
Yaşlı adamın cevabı "ben onu lazım
olursa diye bıraktım."
Allah'ım, ölümlük dirimlik yani.
Neyse bayan ikna etmeye çalışıyor
-Bakın vadesiz hesapta olursa hesap işletim
ücreti kesilir paranız azalır. Dilerseniz vadeli yapalım.
Ben koptum zaten neye
bağladılar bilmiyorum da, sanırım adamı ikna edemediydi.
Neyse şu bizim dilenciye geçelim. Yani bu
ortamın dilencisi desek daha doğru olur.
İstasyondan inip ilk sola sapınca sağdan,
kaldırımdan gidiyorum. Karşımdan kör olduğu anlaşılan bir dilenci. O anda içimden acayip bir yardım duygusu. Kendi
kendime dedim ki.
-Elimi cebime atacağım artık kaç para çıkarsa
onu bu dilenciye vereceğim.
Aynen öyle yaptım.
Elimi
attım. Allah'ın işi ya bir kuruş çıktı.
Normalde taşımam herkes gibi ben de atarım. Ne yapsam versem mi vermesem
mi diye kaldım.
Sonuçta bunun kısmeti ver dedim kendi
kendime.
Parayı alan dilenci hemen paraya baktı,
tekrar baktı, ben az bir iki adım ileri gitmiştim,geriye döndü
-Allah belanı versin. Kör olasıca. Al Allah
canını alsın senin.
Allah'ım ne beddualar tabii ne de olsa
Yeşilköy dilencisi.
"Yaa Sen kadınla dalga mı geçiyorsun." Ama bu
son oldu.
Artık hiç bir dilenciye O günden sonra bir
kuruş bile vermiyorum.
Yani ne bileyim gerçekten
ihtiyacı olan varsa Allah affetsin.
x
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder